ERDOĞAN DEMİR
EDİRNE (İGFA) – Edirne Valiliği ve Gaziantep Valiliği’nin işbirliğiyle düzenlenen ve Edirne’den 16 gazetecinin katıldığı Gaziantep gezisi, kentin güçlü kültürü ve eşsiz lezzetlerini tanıtmak hedefiyle 18 Kasım’da başladı.
GELENEKSEL TATLARLA AÇILIŞ
Gaziantep’e ulaşan gazeteci heyeti, seyahate kentin damak çatlatan klasik tatlarını deneyimleyerek güçlü bir başlangıç yaptı. Konuk gazeteciler, Gaziantep mutfağının vazgeçilmezlerinden olan Beyran çorbası ve meşhur Katmer ile kahvaltılarını yaptılar. Bu lezzetler, Gaziantep’in “Gastronomi Şehri” unvanını ne kadar hak ettiğini bir kere daha gözler önüne serdi.
TARİHİ VE TURİSTİK KEŞİFLER YOLDA
Lezzet durağının akabinde seyahat programı, kentin binlerce yıllık tarihine ışık tutan noktalara hakikat devam edecek. Edirneli gazeteciler, gün boyunca tarihi müzeleri ve kentin kültürel mirasını yansıtan turistik yerleri ziyaret ederek Gaziantep’i yakından tanıma fırsatı bulacaklar.
Programın; tarihi yapıları, müzeleri ve Gaziantep’in kültürel zenginliğini ön plana çıkaracak formda devam etmesi bekleniyor.
GAZİANTEP PANORAMA 25 ARALIK MÜZESİ
Edirneli konuk gazeteciler, 18 Kasım Pazartesi günü Panorama 25 Aralık Müzesi’ni ziyaret ederek rehberleri Bekir Güdücü’den müze ile ilgili bilgiler aldı.
Panorama Müzesi
Gaziantep vilayetinde Türk Kurtuluş Savaşı sırasında İngiliz ve Fransızların işgallerine karşı savunmasının çeşitli malzemelerle anlatıldığı bir müzedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından denetlenen belgeli özel müze statüsündedir.
1912 yılına kadar Osmanlı ordusuna hizmet vermiş olan ve Gaziantep Kalesi yakınında yer alan Ayntâb Redif Deposu, Gaziantep Büyükşehir Belediye ve Milli Savunma Bakanlığı arasında imzalanan protokol ile Gaziantep Büyükşehir Belediyesine devredilmiştir.25 Aralık Gaziantep Savunması Kahramanlık Panorama ve Müzesi, 2020 yılında bu yapı içerisinde Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından açılmıştır.
Müze’nin Kent Kimliği Galerisi olarak isimlendirilen birinci kısmında sergilenen Neolitik Dönem(Cilalı Taş Devri)ne ilişkin kalıntılar, müze binasının inşası sırasında çıkartılmıştır. Bu kısımda Gaziantep ilinin yerleşim tarihine de kısaca değinilmektedir.
Harita Alanı kısmında, yerde işgal devrini anlatan bir harita bulunmaktadır. Harita Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanmış olan savunmaya dair harita da bu kısımda bulunmaktadır.
Telgraf Galerisi kısmında, savunmaya dair dokümanlar yer almaktadır. Bu dokümanlar Genel Kurmay Başkanlığı Arşiv ve Askeri Tarih Daire Başkanlığı’ndan edinilmiştir.
‘Kim kimdir’ Galerisi kısmında, savunmada yer alan asker ve halka ilişkin eşyalar ve savaşa dair teçhizatlar sergilenmektedir.
Yabancı Evraklar kısmında, işgal ve savunmaya dair yabancı dokümanlar sergilenmektedir.
Sanat Galerisi kısmında, savunmanın simgeleri haline gelmiş kişi ve olaylar Ressam Alexander Samsanov tarafından resmedilmiştir.
Milli Gayret Galerisi kısmında, sırasıyla tüm cepheler anlatılmıştır. Ayrıyeten bu alanda TBMM’nin Gaziantep’e 2008 yılında verdiği İstiklal Madalyası da sergilenmektedir.
Dioramalar ve Panorama kısımlarında Gaziantep savunması 12 metreye 13 metre boyutundaki panorama ve ses efektleriyle anlatılmaktadır. Bu kısımdaki diorama ve panorama tekrar Ressam Alexander Samsanov tarafından yapılmıştır.
Bu yapıtların yanı sıra Gaziantep Savunmasındaki şehit ve gazilere ilişkin eşyalar da sergilenmektedir.
Gaziantep Panorama 25 Aralık Müzesi’nin açılışına kadar olan tüm kademelerinin anlatıldığı belgesel TRT tarafından hazırlanmıştır ve TRT Avaz kanalında yayınlanmıştır.
19 KASIM’DA DOLU DOLU BİR GÜN YAŞANDI
Edirneli gazeteciler 19 Kasım Çarşamba günü ise Fırat Irmağı yakınlarında Rum Kale’de Valilik tarafından 6 yıl evvel yaptırılan ve daha sonra Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nde devredilen Cam Mozaik’te Fırat Irmağını doya doya izleyerek bol bol tabiat fotoğrafları çekti.
Trakya Gazeteciler Derneği Başkanı Orhan Doğan bu seyahat nedeniyle Edirne Valisi Yunus Sezer’e ve kendilerini 2 gün boyunca yalnız bırakmayan rehberleri Bekir Güdücü’ye Edirneli gazeteciler ismine teşekkür etti.
FIRAT NEHRİ’NDE TEKNE TURU
Gazeteciler akabinde Fırat Nehri’de tekne çeşidi gerçekleştirerek Birecik Barajı imalinde sular altında kalan Şanlıurfa’ya bağlı Savaş Köyü ile Halfeti ilçelerini yakından görme ve tanıma fırsatı buldu.
SAVAŞAN KÖYÜ
Savaşan köyü Halfeti’nin yaklaşık olarak 4 km kuzeyinde Fırat kıyısında bulunmaktadır. Köy, Savaşan ismine Osmanlı ve Kurtuluş Savaşı devirlerinde orduya fazla asker göndermesiyle kavuşmuştur. Bu köyü enteresan kılan tarafı baraj sularının tutulmasıyla köy mescidinin mescidi ve minaresinin su altında kalmasıdır. Mescidin tamamına yakını, minarenin ise yarısına kadar olan kısmının su ile çevrilmesi farklı bir imaj arz ettiğinden köy, Halfeti ve Rumkale’ye gelen turistlerin merak ettikleri bir yer hâline gelmiştir. Buralara gelen insanlar, bu köyü de ziyaret etmeden cinslerini tamamlamış saymamaktadır. Eski Halfeti ilçe merkezinin kuzeyinde bulunan bu köy, tekne çeşitlerinin güzergâhlarını belirleme açısından da kıymetlidir. Halfeti’den hareket eden tekneler bu köye uğradıktan sonra dönüşe geçip buradan Rumkale’ye uğrarlar.
Ayrıca, Roma devrinde, papazlık merasimlerinin bu köyde yapıldığının bilinmesi, köyün turistik pahası daha da artmıştır. Bölgeye atanacak Hristiyan din adamlarının bu köye gelmeden eğitimleri tamamlanmış kabul edilmiyor olması ve diploma üzere tasdiklerini buradan almadan hizmete başlayamıyor olması günümüz Hristiyan topluluğunun ilgi ve alakasının bu köye yönelmesini sağlamıştır.
Burayı ziyaret eden konuklar, kendilerini hayalet kasabada hissedebilirler. Zira doruğun yamacında sıralanmış meskenler artık beşerler tarafından kullanılmamaktadır. Gelen ziyaretçiler bu köyü ‘Hayalet Köy’, ‘Batık Köy’ üzere tabirlerle nitelendirmektedirler.
Savaşan köyünde iki tane çay bahçesi mevcuttur. Bazen tiplerin mola alanı olan bu bahçelerde içecek servisi yapılmaktadır. Bir gün öncesinden telefonla ulaşılması durumunda; baraj gölünden çıkarılan, tatlı su balıkları içerisinde en fazla yağ oranına sahip olması nedeniyle en lezzetlisi olan ve tıpkı vakitte Museviler tarafından kutsal kabul edilen ‘’Şabut’’ balıklarıyla yapılan yemeklere ulaşılabilmektedir.
ZEUGMA MÜZESİ’DE ZİYARET
Edirneli gazeteciler son olarak, Gaziantep’in en değerli müzesi olan Zeugma Müzesi’ni de ziyaret etti.
GAZİANTEP ZEUGMA MOZAİK MÜZESİ
Zeugma Mozaik Müzesi, Eski Monopol fabrikası toprağı üzerine kurulmuş olup 09.09.2011 tarihinde açılışı gerçekleştirilmiştir. Zeugma Mozaik Müzesi ile Stant ve Konferans Merkezi’nin toplam oturum alanı 30.000 metrekare olup 25.000 metrekare kapalı alana sahiptir. 3 adet yapı topluluğundan oluşan komplekste A blokta Zeugma Antik Kenti’nden getirilen mozaikler, B blokta Gaziantep ve etrafında yapılan hafriyatlarda ele geçen Doğu Roma Dönemi’ne ilişkin kiliselerin taban mozaikleri, C blokta ise idari kat, konferans ve fuaye alanları yer almaktadır. Zeugma Mozaik Müzesi koleksiyonunda bulunan Roma ve Doğu Roma Dönemi’ne ilişkin 3.000 metrekare mozaik, 140 metrekare duvar resmi, 4 adet Roma Çeşmesi, 20 adet sütun, 4 adet kireç taşından yapılmış heykel, bronz Mars heykeli, mezar stelleri, lahitler ve mimari modüller sergilenmektedir.
Zeugma Mozaik Müzesi’nde dünyanın en kıymetli mozaikleri ortasında sayılabilecek eserler yer almaktadır. Mevzu ve renk çeşitliliği bakımından hayli varlıklı bir mozaik koleksiyonuna sahip olan müze, metrekareye düşen tessera (her bir mozaik taşına verilen isim) sayısının fazlalığıyla dikkat çekmektedir. Üç boyutlu dizaynlar ve üst seviye tekniklerle periyodun mimarisi, ömür biçimi, bitki ve hayvan temalarının güçlü bir biçimde mozaiklere aktarılması, Zeugma’yı dünyanın en değerli mozaik müzelerinden biri haline getirmiştir.
Müzedeki dokunmatik bilgilendirme ekranları vasıtası ile ziyaretçiler, teşhirde bulunan yapıtların, hafriyat sırasındaki ve sonrasındaki durumlarına sit fotoğraflar ile görüntülerine ve bilgilerine erişim sağlayabilmektedirler.
ÇİNGENE KIZI
Mainad Villası’nın yemek odasının taban mozaiğidir. Bu mozaik kesimindeki figür sağına yanlışsız bakmaktadır. Kabarık saçları alnının üzerinde ortada ikiye ayrılmış olup arttan bir eşarpla bağlanmıştır. Dar alınlı, elmacık kemikleri yavaşça besbelli ve dolgun yüzlüdür. İri gözlerinde mahzun ve manalı tabir vardır. Kulaklarında iç içe geçmiş iri halka küpeler görülmektedir. Bu sebeple birinci bulunduğunda “Çingene Kızı” olarak isimlendirilmiştir. Başının yanındaki asma yapraklarından ötürü Dionysos şenliklerinde yer ala ve bu allahın müritlerinden olan bir “ Mainad” olduğu düşünülmektedir.
Yüzünün tamamı olmamasına karşın bakışları ve gözlerindeki sözden ötürü ziyaretçiler tarafından “Mona Lisa” benzetmesi yapılmaktadır.
1960’lı yıllarda Zeugma Örenyeri’nde yapılan kaçak kazılarla yurt dışına kaçırılan ve ABD’nin Bowling Green Eyalet Üniversitesi’nde sergilenen Çingene Kızı mozaiğinin bordürlerine ilişkin olan 12 kesim mozaik, Bakanlığımızın diplomatik çalışmaları sonucunda ülkemize iadesi gerçekleşmiş olup 8 Aralık 2018 tarihinde ise basın tanıtımı yapılarak ülkeye ve müzeye kazandırılmıştır.”
Edirneli basın mensupları 20 Kasım’da Edirne’ye döndü.
