NAMAZ İLE İLGİLİ HADİSİ ŞERİFLER
2682-) Mu’az İbnu Cebel (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bağ ve bahçelerde namaz kılmayı da müstehab (sevimli ve hoş) addederdi.”
Kaynak: Tirmizi, Salat 249, (334).
Konu: Namaz
2683-) Zeyd İbnu Erkam (radıyallahu anh) anlatıyor: “Biz, namaz kılarken konuşurduk. Öyle ki herkes kendi yanındakine birşeyler söyleyebilirdi. Derken şu ayet nazil oldu: “Allah’ın divanına tam huşü ve taatle durun” (Bakara 238). Böylece süküt etmekle emrolunduk ve konuşmaktan menedildik.”
Kaynak: Buhari, Amel fi’s-Salat 2, Tefsir, Bakara 43; Müslim, Mesacid 35, (539); Ebu Davud,178, (949); Tirmizi, Salat 297 (405); Nesai, Sehv 20.
Konu: Namaz
2684-) İbnu Mes’ud (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’a selam verirdik, O da bize mukabele ederdi. Necaşi’nin yanından döndüğümüz zaman O’na yine (namazda) selam vermiştik, bize mukabeleten selam vermedi. “Ey Alah’ın Resülü, dedik, biz sana vaktiyle namazda selam verirdik, sen de selamımızı alırdın (şimdi niye almıyorsun)?” dedik. Bizi şöyle cevapladı: “Namazda meşguliyet var!”
Kaynak: Buhari, Amel fis’s-Salat 2, 15, Fadilu’l-Ashab 37, Müslim, Mesacid 34, (538); Ebu Davud,170, (923, 924); Nesai, Sehv 20, (3, 19).
Konu: Namaz
2685-) Mu’aviyeİbnu’l-Hakem es-Sülemi (radıyallahu anh) anlatıyor: “Ben Resûlullah (aleyhissaltu vesselam) ile birlikte namaz kılıyordum. Derken cemaatten bir Şahıs hapşırdı. Ben: ” Yerhamükallah ” dedim. Cemaattekiler bana bed bed baktılar. Bunu üzerine (kızıp) : ” Vay başıma gelen, niye bana böyle bakıyorsunuz? ” dedim. Bu sefer ellerini dizlerine vurarak beni susturmak istediler. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) namazı bitirince (bana iyi davrandı), annem babam O’na feda olsun, ben O ‘ndan, ne önce ne de sonra, ondan daha iyi öğreten bir muallim görmedim. Allah’a yemin olsun O beni ne azarladı ne dövdü, ne de betimi yıktı; sadece: “Namazda insan kelamından (dünyevi) bir söz münasib degildir, ona uygun olan söz, tesbih, tekbir ve Kur’an kiraatıdır!” dedi. Ben: “Ey Allah ‘ın Resulû, dedim, ben cahiliyeden daha yeni çıkmış birisiyim. Allah bize İslam’ı lütfetti ama bizde öyleleri var ki, hala kahinlere geliyorlar, (bu hususta ne tavsiye edersiniz?) ” dedim. ” Sen onlara gitme!” buyurdu. Ben tekrar: “Bizde (kuşun uçuşuna vs ‘ye bakarak) uğursuzluk çıkaranlar da var?” dedim. Cevaben : “Bu (uğursuzluk zannı) kalplerinde mevcut olan bir (kuruntu)dur. Sakın onları (gayelerine gitmekten) alıkoymasın!” dedi. Ben: “Bizde, kuma hatlar cizerek fala bakanlar da var? ” dedim. Şu açıklamayı yaptı: “Peygamberlerden biri de (kuma) çizgi çizerdi. Kim çizgisini onun çizgisine uygun düşürürse isabet eder!” buyurdu. Ben: “Benim bir cariyem vardı, Uhud ve Cevaniyye taraflarında koyun otlatırdı. Bir gün öğrendim ki bir kurt peyda olmuş ve sürüden bir koyun götürmüş. Ben bir insanoğluyum, herkes gibi ben de öfkelenirim. (Bu hadise yüzünden kızıp) cariyeye bir tokat askettim. (Ravi der ki: Bu sözümü işitince) Resûlullah tokadımı fazla buldu, (yakıştıramadı). “O halde onu azad etmiyeyim mi?” dedim. “Bana bir getir hele!” dedi. Ben de cariyeyi ona getirdim. Ona : “Allah nerde?” diye sordu. Cariye: “Semada!” diy cevap verdi. Bu sefer: “Ben kimim?” diye sordu. O da: “Sen Resûlullah’sın!” diye cevap verdi. Bunun üzerine aleyhissalatu vesselam: “Onu azad et, çünkü mü’mine’dir” buyurdu.”
Kaynak: Müslim, Mesacid 33, (537); Ebu Davud, Salat 171, (930, 931 ); Nesai Sehv 20, (3, 14-1 8).
Konu: Namaz
2686-) Ebu’d-Derda (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bir gün Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) namaza kalktı. Şunu okuduğunu işttik: “Senden Allah’a sığınırım. ” Sonra da üç kere: ”Seni Allah’ın lanetiyle lanetliyorum” dedi ve sanki bir şey yakalıyormuşcasına elini uzattı. Namazı bitirince: “Ey Allah ‘ın Resûlü! dedik, senden bugün daha önce hiç söylemediğin bir şey işittik. Ayrıca ellerini de açtığını gördük? şu cevabı verdi: “Allah’ın düşmanı olan iblis, yüzüme koymak için ateşten bir alev getirdi. Ben de ona, üç kere : ” Eûzu billahi ” dedim. Sonra da: ” Seni Allah’ın eksiksiz lanetiyle lanetliyorum” dedim, geri çekilmedi, üç kere tekrarladım. Sonunda onu yakalamak istedim. Vallahi kardeşim Süleyman’ın duası olmasa idi, bağlı olarak sabaha erecek ve Medine’nin çocukları onunla oynayacaklardı.”
Kaynak: Müslim, Mesacid 40, (542); Nesa, Sehv 19, (3,13).
Konu: Namaz
2688-) Tirmiz i’nin bir rivayetinde hadis şöyledir : “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’a namazda çakıllara dokunup (düzlemekten) sorulmuştu, şu cevabı verdi: “Mutlaka yapmak zorunda isen bari bir kere yap!”
Kaynak: Buhari, Amel fi’s Salat 8; Müslim, Mesacid 46, (545); Ebu Davud, Salat 175, (946); Tirmizi, Salat 279, (3 80) ; Nesai, Sehv 8, (3, 7).
Konu: Namaz
2689-) Ebu ‘Zerr (radıyallahu anh) ‘den Dört İmam’ìn kaydettiği bir rivayette şöyle‚ buyrulmuştur: “Sizden kim namaza durursa, sakın çakıllara değmesin. Zira rahmet, ona karşıdan gelir.”
Kaynak: Muvatta, Kasru’s-Salat 43, (1,157); Ebu Davud, Salat 175, (945) ; Tirmizi, Salat 279, (379); Nesai, Sehv 7, (3,6).
Konu: Namaz
2690-) Hz. Ebu Zerr (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Allah, kula namazda sağa sola iltifat etmedikçe rahmetiyle yaklaşmaya devam eder. İltifat etti mi ondan yüz çevirir. ”
Kaynak: Ebu Davud, Salat 165, (909) ; Nesai, Sehv 10, (3,7).
Konu: Namaz
2691-) Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: “Resulullah’a namazda sağa sola bakmak (iltifat) hususundan sordum. Şu cevabı verdi: ”Bu bir kapıp kaçırmadır. Şeytan kulun namazından kapar kaçırır.”
Kaynak: Buhari, Ezan 93, Bed’ü’l-Halk 11; Ebu Davud, Salat 165, (910); Nesai Sehv 10, (3,8). Bu rivayet Müslim’de bulunamamıştır.
Konu: Namaz
2302-) Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: Rasulullah şöyle buyurdu: “Bana kadın ve güzel koku sevdirildi, gözümün nuru namazda kılındı.”
Kaynak: Nesai, İşretu’n-Nisa 1, (7, 61).
Konu: Namaz
2303-) Rebi’a İbnu Ka’b el-Eslemi anlatıyor: “Ben Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ile beraber gecelemiştim, kendisine abdest suyunu ve başkaca ihtiyaçlarını getirdim. Bana: “Dile benden (ne dilersen)!” buyurdu. Ben: “Senden cennette seninle beraberlik diliyorum!” dedim. Bana: “Veya bundan başka birşey?” dedi. Ben: “Hayır, sadece bunu istiyorum!” dedim. “Öyleyse kendin için çok secde ederek bana yardımcı ol!” buyurdu.”
Kaynak: Müslim, Salat 226, (489); Ebu Davud, Salat 312, (1320).
Konu: Namaz
2304-) Ma’dan İbnu Ebi Talha el-Ya’meri (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’ın azadlısı Sevban (radıyallahu anh)’a rastladım. Kendisine: “Bana bir amel söyle de onu yapayım. Allah da onun sayesinde beni cennetine koysun” dedim. -Veya şöyle demişti: “Dedim ki: “..Allah nezdinde en hayırlı ameli bana bildir.”- Sevban sükut etti. Sonra ben tekrar aynı şeyi sordum. O yine sükut etti. Ben üçüncü sefer sordum. Sonunda dedi ki: “Aynı şeyleri ben de Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)a sormuştum. Bana şu cevabı vermişti: Çokça secde yapman gerekir. Zira sen secde ettikçe, her secden sebebiyle Allah dereceni artırır, onun sebebiyle günahını döker.” Ma’dan der ki: “Sonra Ebu’d-Derda’ya geldim. Aynı şeyi ona da sordum. O da Sevban’ın bana söylediğinin aynısını söyledi.”
Kaynak: Müslim, Salat 225, 226, (488, 489). Nesai, Tatbik 81; Tirmizi, Salat 169, (388); İbnu Mace, İkamet 201, (1422-1424).
Konu: Namaz
2305-) Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bir adam, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’a: “Allah, kullarına kaç vakit namazı farz kıldı?” diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: “AIIah, kullarIna beş vakit namazı farz kıldı” diye cevap verdi. Adam tekrar sordu: “Bunlardan önce veya sonra başka bir şey var mı?” “AIIah kullarına beş vakti -farz kıldı. ” Bu cevap üzerine adam, bunlar üzerine hiçbir ilavede bulunmayacağına, onlardan herhangi bir eksiltme de yapmayacağına dair yemin etti. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): “Bu adam sözünde durursa mutlaka cennete girecektir!” buyurdu.” Bu rivayeti, Müslim ve Tirmizi, Kitabu’I-İman’da mezkur, uzun bir hadis zımnında tahric ederler.
Kaynak: Müslim, İman,10, (12); Tirmizi, Zekat 2, (619); Nesai, Salat 4, (1, 228, 229) Bu metin Nesai’dekidir.
Konu: Namaz
2306-) Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’a Mi’rac’a çıktığı gece elli vakit namaz farz kılındı. Sonra bu azaltılarak beşe indirildi. Sonra da şöyle hitap edildi: “Ey Muhammed! Artık, nezdimde (hüküm kesinleşmiştir), bu söz değiştirilmez. Bu beş vakit, (Rabbinin bir lüftu olarak on misliyle kabul edilerek) senin için elli vakit sayılacaktır.”
Kaynak: Buhari, Bed’ül-Halk 6, Enbiya 22, 43, Menakıbu’l-Ensar 42; Müslim, İman 259, (162); Tirmizi, Salat 159, (213); Nesai, Salat 1, (1, 217-223).
Konu: Namaz
2307-) İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: “Allah, namazı peygamberinizin diliyle hazerde dört, seferde iki, korku halinde de dört rek’at olarak farz kılmıştır.”
Kaynak: Müslim, Salat 5, (687); Ebu Davud, Salat 287, (1247); Nesai, Taksir 1, (3,118,119).
Konu: Namaz
2308-) Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: “Allah namazı (ilk defa farz ettiği zaman iki rek’at olarak farz etmişti. Sonra onu hazer için (dörde) tamamladı. Yolcu namazı ilk farz edildiği şekilde sabit tutuldu.”
Kaynak: Buhari, Salat 1, Taksiru’s-Salat 5, Menakıbu’l-Ensar 47; Müslim, Salatu’-Müsafari.n 2, (685); Muvatta, Kasru’s-Salat 8, (1,146; Ebu Davud, Salat 270, (1198); Nesai, Salat 3, (1, 225).
Konu: Namaz
2309-) Hz. Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: “Kurban bayramında kılınan namaz iki rek’attir, Fıtır (Ramazan) bayramında kılınan namaz iki rek’attir, sefer namazı iki rek’attir, cum’a namazı da iki rek’attir. Bunlar Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’ın lisanı üzere, tamamdır, kısaltma yoktur.”
Kaynak: Nesai, Cum’a 37, (3,111), Taksir 1, (3,118), İdeyn 11, (3,183).
Konu: Namaz
2310-) Abdullah İbnu Fudale, babası (Fudale’den) naklen anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’ın bana öğrettikleri arasında: “Beş vakit namaza devam edin!” emri de vardı. Ben: “Bu beş vakit, benim meşguliyetlerimin bulunduğu anlardır. Bana (bunların yerine geçecek) cami (kapsamlı) bir şey emret, öyle ki onu yaptım mı, benden beş vakit namaz borcunun yerine geçsin!” dedim. Bunun üzerine: “Öyleyse Asreyn’e devam et!” buyurdu. Bu kelime bizim dilimizde yoktu. Bu sebeple: “Asreyn nedir?” diye sordum. “Güneş doğmazdan önceki namazla güneş batmazdan önceki namaz” buyurdu.”
Kaynak: Ebu Davud, Salat 9, (428).
Konu: Namaz
2311-) Sebretü’ bnu Ma’bed (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Yedi yaşına geldi mi çocuğa namazı emredin, on yaşına geldi mi kılmadığı takdirde dövün.” Tirmizi’nin rivayetinde “Çocuğa namazı yedi yaşında öğretin, kılmadığı takdirde on yaşında dövün” şeklindedir.
Kaynak: Ebu Davud, Salat 26, (494); Tirmizi, Salat 299, (407).
Konu: Namaz