GÖZ KANSERİ HASTALIĞI VE TEDAVİLERİ
Göz kanseri nedir?
Göz çevresi dokularda, göz kapaklarında, gözün içerisinde yer alan yapılarda, iris olarak adlandırılan gözün renkli bölümünde, ağ tabaka olarak da bilinen retinada ve retinanın altında yer alan bağ dokuda ve göz küresinin büyük bir bölümünü oluşturan koroid adlı yapıda meydana gelen kötü huylu tümörler göz kanseri olarak adlandırılır. Gözde ortaya çıkan tümör dokularının yüzde doksanı iyi huylu olarak gelişir ve bu dokuların göz kanserine neden olmadığı bilinmelidir. Göz hastalıkları çeşitleri sinsice ilerleyen ve düzenli göz muayenesi yapılmadığı takdirde uzun süre fark edilmeyen hastalıklardır. Dolayısıyla göz kanseri ve diğer göz hastalığı çeşitlerinin etkili şekilde tedavi edilebilmesi için belirtiler hakkında detaylı bilgi sahibi olunması, erken tanı ile hastalık sürecinin kontrol altına alınması gerekir.
Göz kanseri belirtileri nelerdir?
Gözde meydana gelen tümör dokusu bulunduğu yere göre çeşitli belirtiler gösterir. Bu belirtiler tümör dokusunun bulunduğu yerle birlikte dokunun büyüklüğüne ve kanser özelliği gösterip göstermediğine göre de değişebilir.
- Gözün sklera adı verilen beyaz kısmında kızarıklık problemi görülür,
- Göz kapaklarında şişlik ve hassasiyet gelişir,
- Gözün etrafında iltihaplanma ve buna bağlı kaşıntı şikâyeti gözlenebilir,
- Tümörün bulunduğu yere bağlı olarak göz bebeğinin yuvarlak görüntüsü bozulabilir,
- Gözün renkli kısmı olan iris tabakada meydana gelen tümörler bazen kahverengi veya açık renkli kitlelere neden olur,
- Tümör gözün arka kısmında ortaya çıkmışsa hiçbir şikâyete neden olmadan ve belirti göstermeden ilerleyebilir. Bu durum yalnızca rutin muayeneler sırasında fark edilir.
Göz kanseri nedenleri nelerdir?
Göz dokularında kanserleşmeye neden olan yapılar kimyasala maruz kalma, yüksek oranda radyasyon teması, ultraviyole ışınlara maruz kalma sonucu göz çevresindeki sağlıklı hücrelerin bozulması, sigara ve alkol tüketimi ve genetik yatkınlık şeklinde sıralanabilir. Göz kanserine neden olabilecek bir diğer durum ise vücudun farklı bölgelerinde meydana gelen kanser hücrelerinin göz çevresi dokulara yayılım göstermesidir. Göz, damar bakımından son derece zengin bir organ olmasından dolayı kanser hücrelerinin bu bölgede yayılım gösterme oranı yüksektir.
Göz kanseri tanısı nasıl konulur?
Göz kanseri tanısının zamanında konulabilmesi ve en etkili tedavi girişimlerinin uygulanabilmesi için düzenli yapılan göz muayeneleri son derece önemlidir. Rutin muayeneler sırasında göz kapakları, göz kapaklarının iç ve dış kısımları, göz tansiyonu ölçümü ve göz dibi muayenesi gibi önemli kontroller sağlanmalı; özellikle çocuklarda bu muayeneler aksatılmadan gerçekleştirilmelidir. Gözün detaylı fizik muayenesi gerçekleştirildikten sonra elde edilen bulgular bir tümör varlığına işaret ediyorsa çeşitli tetkik yöntemlerine başvurulur.
- Ultrasonografi ile kitle varlığı kontrol edilir.
- Renkli fundus fotografisi ile gözde bulunan kitlenin büyüklüğü, rengi ve yeri saptanarak boyutları takip edilir.
- BT ve MR görüntüleme yöntemleri ile tümör hücrelerinin yayılımı ve kesitleri gözlenebilir.
- Biyopsi uygulaması ile tümörün iyi huylu mu kötü huylu mu olduğu, hangi hücre ve dokularda meydana geldiği ve uygulanabilecek olan tedavi yöntemleri belirlenir.
Göz kanseri tedavi yöntemleri nelerdir?
Göz kanseri tedavisi kişinin yaşına, sağlık durumuna, kanserin türüne, evresine ve yayılma gösterip göstermemesine göre planlanır. Bu etmenler doğrultusunda cerrahi tedavi, radyoterapi yöntemi, göz ışın tedavisi (lazer), kemoterapi, proton tedavisi ve kriyoterapi yöntemlerinden biri tercih edilir.
- Tümör dokusu gözün içerisindeyse kanserin başlangıç evrelerinde lazer tedavisi tercih edilir.
- Lazer tedavisinin yetmediği durumlarda proton tedavisi adı verilen yeni geliştirilmiş bir tedavi yöntemi uygulanabilir.
- Radyoterapi yöntemi yayılım göstermiş olan göz içi kanserlerinde yüksek yanıt oranları ve düşük yan etkileri nedeniyle sık tercih edilen yöntemlerden biridir.
- Göz arteri yoluyla uygulanan kemoterapi tedavisi de hem yayılımı baskılamak hem de genetik yatkınlık gibi risk durumlarında koruma sağlamak için tercih edilebilir.
Göz kanseri ve diğer göz hastalığı çeşitlerinin en doğru şekilde tedavi edilebilmesi ve görme kaybı gibi kalıcı hasarların engellenmesi için hastalığın erken dönemde tanılanması ve tedavi sürecinin başlatılması gerekir. Dolayısıyla her yaş grubundan kişilerin düzenli olarak göz kontrolü yaptırması, genetik yatkınlık veya yaşlılık gibi riskli grupta bulunanların ise çok daha özenli davranması önerilir.